Bağlanma Parası (Pey Akçesi) Ve Cayma Parasının Yargıtay Kararları Işığında

6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) “Bağlanma Parası (Pey Akçesi)” ve “Cayma Parası” olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir.

TBK 177. Maddesinde “ Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır. Aksine sözleşme veya yerel âdet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür.” hükmü ile bağlanma parası ( pey akçesi) ‘nin tanımına yer verilmiştir. (Türk Borçlar Kanunu)

TBK 178. Maddesinde ise “  Cayma parası kararlaştırılmışsa, taraflardan her biri sözleşmeden caymaya yetkili sayılır; bu durumda parayı vermiş olan cayarsa verdiğini bırakır; almış olan cayarsa aldığının iki katını geri verir. “ hükmü ile cayma parası tanımlanmıştır. (Türk Borçlar Kanunu)

Madde tanımları sonrasında bağlanma parasının açıklanması gerekirse ;

Taraflar arasında akdin kurulduğuna kanıt olarak bir tarafın diğer tarafa sözleşme kurulurken verdiği bedel / paraya bağlanma parası olarak değerlendirilmelidir.  Bağlanma parasının sözleşmelerdeki en temel hukuki işlevlerinden biri kısmi ifadır. Yani bağlanma parası ödeyen taraf başta ödediği bu bedeli sonrasında ödeyeceği bedelden mahsup edebilecektir.  Taraflarca sözleşmenin kurulması sırasında bu ödeme aslında sözleşmenin ifa edilmemesi halinde bir teminat fonksiyonu üstlenmektedir. Taraflar arasında bağlanma parasının kararlaştırılması için herhangi bir şekil şartı da kanunda yer almamıştır.

Bu açıklamalar ışığında taraflarca kurulan bir sözleşmede, sözleşmenin ifa edilmemesi durumunda, sözleşmenin kurulması esnasında verilen kapora açıklaması ile gönderilen bedel şayet bağlanma parası (pey akçesi) niteliğindeyse kural olarak iade edilmesi gerekecektir.

Bir sözleşme kurulurken verilen/ ödenen bedelin hangi amaçla verildiği açıkça belli değil ise kural olarak bu bedel/ ödeme TBK 177/1 maddesi uyarınca bağlanma parası olarak verildiği kabul edilmelidir Bağlanma parası ( pey akçesi) ve cayma parası aslında tarafların asıl borç ilişkisinin feri niteliğindedir.  (Güney)

YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ 2016/23841 E. VE  2019/6082 K. ,KARAR TARİHİ: 13.05.2019 KARARINDA

“ .. Taraflar arasında davacının ıslak imzasının taşıyan bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı şirketin iş takımı üyesi hesabına para yatırılarak dijital ortamda sisteme üye yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı hesabına yatırılan paranın kural olarak pey akçesi olduğu, cayma akçesi olarak verildiğinin davalı tarafından ispatı gerektiği açıktır. Davacının ödediği paranın açıkça cayma tazminatı olduğu kanıtlanmamıştır. Akit feshedildiğine göre pey akçesinin iadesi gerekir. Davacının imzası bulunmayan genel ticari şartname davacıyı bağlamaz. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA,”  karar verilmiştir.

YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2016/4403 K. 2016/15392 T. 1.12.2016 KARARINDA

“ … Mahkemece toplanan delillere göre, taraflar arasında yapılan görüşmeler ve yazışmalar sonrasında …. sözleşmesinin kurulamadığı, sözleşmenin kurulamaması sebebiyle davalının herhangi bir kar kaybı ya da zararının söz konusu olmadığı, sözleşmenin kurulamaması konusunda davacı ya da davalıya kusur izafe edilemediğinin anlaşıldığı, cayma tazminatı olduğu şart edilmedikçe kaparo, pey akçesi gibi verilen paraların iadesi gerektiği, davaya konu sözleşmede ödenen paranın pey akçesi olarak ödendiğinin anlaşıldığı, davacının paranın iadesini talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. SONUÇ : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…”

Bu açıklamalar ışığında eğer taraflar arasında sözleşme geçerli olarak kurulmaz ise (mesela resmi şekilde yapılması gerekirken adi şekilde yapılması halinde) bağlanma parasının her halükârda tamamen iadesi gerekecektir.

YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2017/1137 K. 2018/11653  Karar Tarihi 15.11.2018 KARARINDA

“Taşınmaz satış sözleşmesinin devri M.K.’nun 705, BK.’nın 213. (TBK nın 237.), Tapu Kanununun 26., Noterlik Kanununun 60.maddesi ve HGK.nın 15.11.2000 tarih, 2000/13-1612 Esas, 2000/1704 Karar sayılı kararı gereğince resmi şekilde yapılmadıkça geçerli olmadığından taraflarına hak ve borç doğurmaz. Ancak, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilirler. Haklı bir sebep olmaksızın mal edinen kimse onu iade ile yükümlüdür. Akdi yapanlardan birisi tarafından, önceden diğerine ödenen pey akçesi (kapora) veya cayma akçesi de ceza şartı gibi borcu kuvvetlendirmeye yarayan fer’i bir şarttır; bu bakımdan esas akit geçerli olmadığından fer’i şart da geçersizdir. Geçerli olmayan bir akit dolayısıyla ödenmiş bulunan pey akçesinin (kaporanın) geri verilmesi, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince istenebilir.” 

YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2016/18662 K. 2018/5321 Karar Tarihi 16/05/2018 KARARINDA

“Somut olayda; taraflar arasında şifahi olarak gayrimenkul alım satım sözleşmesinin yapıldığı, sözleşme gereği 20.000,00 TL nin banka aracılığı ile kapora olarak ödendiği anlaşılmaktadır. Buna göre, davaya konu sözleşme, taşınmaz satışına ilişkin olup, geçerlilik şartı olan resmi şekilde düzenlenmediği için geçersizdir. Sözleşme geçersiz olduğu için bu sözleşmede yer alan kaporaya ilişkin hükümler de aynı şekilde geçersizdir. O halde; mahkemece, taraflar arasında gerçekleşen geçersiz taşınmaz satışı sözleşmesi nedeniyle davacı tarafından davalıya 20.000,00 TL ödendiği ve geçersiz sözleşmelerde herkesin aldığını iade etmekle yükümlü olduğu belirlenmekle; davalı tarafından yapılan itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” 

Madde tanımları sonrasında cayma parasının açıklanması gerekirse;

Sözleşmenin yapılması sırasında taraflardan biri diğerine bir miktar para verir ve aralarındaki anlaşmaya göre parayı veren verdiği parayı karşı tarafa bırakması karşılığında sözleşmeden cayma yetkisine sahip olursa, verilen para cayma parasıdır. Cayma parasının verilmesinden sözleşmenin konusunu oluşturan asli edimin ifa edilmesine kadar olan zaman zarfı içerisinde cayma hakkı kullanılabilir. Cayma parasını veren taraf, ancak verdiği parayı karşı tarafta bırakmak şartıyla; cayma parasını alan taraf ise ancak aldığı paranın iki katını karşı tarafa ödemek şartıyla sözleşmeden dönebilir (TBK m. 178).

Taraflar arasında cayma parasına ilişkin yapılan anlaşmada açıkça cayma parası ifadesinin yer alması gerekmemektedir. Anlaşma metninden kararlaştırılanın cayma parasının olduğunun anlaşılması yeterlidir.

YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2017/2060 K. 2017/8732 – KARAR TARİHİ  31.5.2017

“(…) tarafların imzası bulunan tarihsiz belgede “taraflardan kiracının zamanında kirayı getirmezse ve tek taraflı anlaşmayı feshederse verdiği kaporayı geri alamayacağı, mal sahibinin ise anlaşmayı tek taraflı feshederse aldığı kapora miktarı kadar tazminat ödeyeceği” şeklinde ibare mevcut olup …. taraflardan her birinin TBK nun 178. maddesinde kararlaştırıldığı gibi cayma parası karşılığında sözleşmeden dönme hakkına sahip olduğunun ve davaya konu edilen kapora bedelinin cayma cezası olarak kararlaştırıldığının kabulü gerekir.”

Kapora cayma parası niteliğinde verilmişse, ani edimli sözleşmelerde asli edimlerin ifasından önce, sürekli edimli sözleşmelerde ise herhangi bir zaman dilimi içerisinde sözleşmeden dönülmesi halinde kural olarak iade söz konusu olmaz.

YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2017/6115 K. 2020/1756 – KARAR TARİHİ :  10.2.2020

“Taraflar arasında imzalanan sözleşmede,”Alıcı tarafından satıcıya yukarıda yazılan gayrimenkulün satım akdinin kurulması için 5.000 TL senet cayma akçesi verilmiştir. Alıcı akit yapmaktan vazgeçerse, ödememiş olduğu cayma akçesinin satıcıdan kendisine geri ödenmesini talep etmeyeceğini kabul ve taahhüt eder. Satıcı ise söz konusu satım akdi kurulduğu takdirde almış olduğu cayma akçesini satım bedelinden tenzil edileceğini, satım akdinin yapılmasından kendisinin vazgeçmesi halinde ise alıcıdan almış olduğu bedelin iki katını alıcıya ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder.” düzenlemesine yer yerilmiş olup buna göre taraflar arasında cayma akçesinin kararlaştırıldığı hususunda ihtilaf yoktur. Cayma akçesi T.B.K’nın 178. Maddesinde düzenlenmiş olup anılan düzenlemeye göre” Cayma parası kararlaştırılmışsa, taraflardan her biri sözleşmeden caymaya yetkili sayılır; bu durumda parayı vermiş olan cayarsa verdiğini bırakır;almış olan cayarsa aldığının iki katını geri verir.” Anılan yasal düzenlemeden hareketle mahkemece öncelikle sözleşmeden cayan taraf belirlenerek cayma akçesinin şartları üzerinde durularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” 

Cayma parasını veren, karşı tarafın kusuru nedeniyle sözleşmeden dönüyorsa cayma parasının hakkaniyet gereği cayma parası verene iadesinin gerekeceğini; aynı şekilde cayma parasını alan tarafın karşı tarafın kusuru sebebiyle sözleşmeden dönmesi halinde karşı tarafa aldığının 2 katını ödemekle yükümlü tutulmaması gerektiğini düşünüyoruz. Ancak bu hususta Yargıtay kararlarında bir açıklık bulunmamaktadır.

YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2017/2060 K. 2017/8732 – KARAR TARİHİ 31.5.2017

“… tarafların imzası bulunan tarihsiz belgede “taraflardan kiracının zamanında kirayı getirmezse ve tek taraflı anlaşmayı feshederse verdiği kaporayı geri alamayacağı, mal sahibinin ise anlaşmayı tek taraflı feshederse aldığı kapora miktarı kadar tazminat ödeyeceği” şeklinde ibare mevcut olup, davacı tarafından sözleşmeden haklı sebeple dönüldüğüne dair yeterli ve kuvvetli bir delil ve iddia ileri sürülmediğine göre, taraflardan her birinin TBK nun 178. maddesinde kararlaştırıldığı gibi cayma parası karşılığında sözleşmeden dönme hakkına sahip olduğunun ve davaya konu edilen kapora bedelinin cayma cezası olarak kararlaştırıldığının kabulü gerekir. Bu durumda davacı/kiracı protokolde kararlaştırıldığı üzere belirtilen tarihte kiranın geri kalanını getirmediği ve sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğine göre davalı tarafın uğramış olduğu zarardan davacının sorumlu tutulması gerekmektedir. Bu sebeple mahkemece, davaya konu paranın bir cayma cezası olarak kabul edilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” 

Sözleşmenin geçerli olarak kurulmaması halinde (mesela resmi şekilde yapılması gerekirken adi şekilde yapılması halinde) ise cayma parasının her halükarda tamamen iadesi gerekecek veya cayma parasını alan taraf cayma parasının 2 katı kadarını iade etmekle yükümlü tutulamayacaktır.

YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2015/1769 K. 2015/17126  KARAR TARİHİ : 17.12.2015

“taşınmaz satışına ilişkin taraflar arasında yapılan sözleşmenin resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle hükümsüz olup, akdi yapanlardan biri tarafından diğerine ödenenin pey akçesi veya cayma akçesinin ceza şartı gibi borcu kuvvetlendirmeye yarayan fer’i şart olup, esas akit geçerli olmazsa fer’i şartın da geçerli olmayacağı, geçerli olmayan akit dolayısıyla ödenmiş bulunan pey akçesinin veya cayma akçesinin geri verilmesinin sebepsiz mal edinmeye ilişkin hükümler gereğince istenebileceği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. SONUÇ: Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…”

 

Alıntılar ; https://legal.com.tr/blog/genel/kapora-baglanma-parasi-pey-akcesi-cayma-parasi-yargitay-kararlari-isiginda/

© 2023 ASF Hukuk&Danışmanlık Tüm Hakları saklıdır.
Bu site Mesut Arslan tarafından yapılmıştır.

logo-footer